el-Mümin
Rabbimizin zatına duyulan sonsuz güveni ifade eden “mümin” ismi “emn” kökünden türemiştir. Emn/emniyet, “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” anlamındadır. Bu kökten türeyen bir isim olan “mümin” “başkalarının güven içinde olmasını sağlayan, sözüne güvenilen” demektir. Mümin aynı zamanda “inanıp tasdik eden, doğrulayan” anlamlarına da gelir. Bu yönüyle bizzat Rabbimiz tarafından kendi kitabında Allah’a ve elçilerine inananlara isim olarak verilmiş ve insan Rabbinin isimlerinden biriyle vasıflandırılarak onurlandırılmıştır. Âdeta Rabbimiz bizde görmek istediği ahlakı bizim için isim yaparak telkin etmekte; müminlerden taşıdıkları bu sıfatın zorunlu sonucu olarak, sözüne, ahlakına güvenilir; çevresinde itimat uyandıran biri olmalarını beklemektedir. Nitekim Efendimize Mekke halkının daha peygamberlikten önce verdikleri “Emin” ismi de aynı kökten gelen bir sıfattır ve onun karakterinin bir neticesi olarak tüm insanların kendisine güvendiğini ifade eder.
Mü’min; güven veren, va’dine güvenilen; inananları korku ve endişeden güvende kılan; mü’minlerin îmân ve samimiyetini tasdik eden; mûcizeler vermek suretiyle Peygamberlerinin doğruluğunu isbatlayan; kendisine sığınanları koruyan, emniyetle rahatlandıran demektir.
Allah’ın kullarına en büyük nimetlerinden biri, îmândır. Diğeri, emniyettir. İnsan; canı, malı, ırzı, namusu için her zaman bir endişe ve korku içinde kalsaydı, bu ne büyük bir azap olurdu. Bu isim bir kulda tecellî edince, o kulun kalbine imân iyice yerleşir. O, güvenilir biri olur. Allah Teâlâ, mü’min isminin bir tecellisi olarak inananları korkulardan güvende kılıyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder