Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

16 Mart 2022 Çarşamba

BERÂET GECESİ / BERÂET KANDİLİ

 

BERÂET GECESİ / BERÂET KANDİLİ   

Şaban ayının ondördüncü gününü onbeşinci gününe bağlayan gece.

Bu gece, değişik adlarla da anılmaktadır:

Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübârek'; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Beraet'; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle 'Rahmet', geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle 'Berae veya Sakk' adı da verilir.

 Berat, beraet kelimesinin kısaltılmış halidir. Bu da borçtan ve isnad edilen suçtan kurtulma anlamlarına gelir. Onun için borçtan ve isnad edilen suçtan ve günahlardan kurtulmak isteyenler, bu gece Allah’tan beratlarını yani kurtuluşlarını isteyeceklerdir. Bu gece ibadet ve niyazımızla Allah’ın rahmetine, mağfiretine ve sohbetine lâyık olmaya çalışacağımız mübarek bir gecedir.

Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
(Ahirette pek çok kimse, hesaba çekilmeden Cennete girerler. Onlar için mizan, terazi kurulmaz. Onlara verilen sayfalar üzerine; "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah. Bu filanın oğlu filanın Cennete girmesinin ve Cehennemden kurtulmasının beraetidir" yazılır.)

Abdullah ibni Ömer hazretleri bir gün Resûlullah efendimizin huzuruna gelince;
(Kıyamet günü herkesin beratı, yani kurtuluş vesikası, her işi ölçüldükten sonra verilir. Abdullah’ın beratı ise, dünyada verilmiştir) buyururlar. Sebebi soruldukta;
(Kendisi vera ve takva sahibi olduğu gibi, dua ederken “Ya Rabbi! Benim vücudumu, kıyamet günü o kadar büyük eyle ki, Cehennemi yalnız ben doldurayım. Cehennemi insanla dolduracağım diye verdiğin sözün böylece yerine gelmiş olsun da, Muhammed aleyhisselamın ümmetinden hiç kimse Cehennemde yanmasın” diyerek din kardeşlerini kendi canından daha çok sevdiğini göstermiştir) buyurdu.

Bir hac zamanında, Ebû Amr ez-Zücâcî hazretlerinin yanına birisi gelerek;
-Haccımı yaptım, beratımı ver. Beratımı almam için beni sana gönderdiler deyince, Ebû Amr ez-Zücâcî hazretleri, o kimseye şaka yapıldığını anlar ve ona, Kâbe’yi işaret ederek;
-Git oraya ve ya Rabbi! Bana beratımı ver, de! buyurur. Daha sonra o kimse, elinde bir kâğıtla geri döner. Kâğıdın üzerinde yeşil hat, yazı ile;
"Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu, falan oğlu falanın Cehennemden berat kâğıdıdır" yazılıdır.

Berat Gecesi'nin Mahiyeti ve Önemi: 

Yıllık bir program çerçevesinde yürütülen ticari faaliyetler, yıl sonunda o program esaslarına göre kontrol ve teftiş edilir, kâr zarar hesapları yapılır. Kesin hesabın tespitinden sonra da gelecek yılın programı hazırlanarak son şeklini alır. Her yıl tekrar edilen bu kontrol ve tespit işlemleri sayesinde, ekonomik hayatta istikrarlı ve sağlam bir ilerlemenin temini mümkün olur.

Bu misalin ışığında manevi hayatımıza ve faaliyetlerimize bakalım. Dünya, âhiret hayatının kazanılması için yaratılmış bir manevi ticaret yeri olduğuna göre, o ticaretle ilgili faaliyetlerin de yıllık muhasebesinin yapılması gayet tabiidir. İşte bu muhasebenin vakti üç ayların içindedir. Berat Kandili ile başlayıp Kadir Gecesi'yle biten devreye rastlar.

Yıllık Kader Programı

İbni Abbas'tan rivayet edildiğine göre, hikmetli işlerin birbirinden ayırd edilmesi şu şekilde cereyan etmektedir:

- Bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır. Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu esnada kaydedilir. O yılki hacıların sayısı bile bu devrede takdir olunur. Herkesin ve her-şeyin o sene içindeki mukadderatı kaydedilir.

- Rızıkla alakalı defterler Mikail Aleyhisselâma verilir.

- Savaşlarla ilgili defterler Cebrail Aleyhissalama verilir.

- Ameller nüshası dünya semasında görevli melek olan İsrafil'e verilir ki bu büyük bir melektir.

- Ölüm ve musibetlerle ilgili defter de Azrail Aleyhisselâma teslim edilir.

Fahreddin er-Râzî"nin açıklamasına göre bu defterlerin düzenlenmesi Berat Gecesi'nde başlar, Kadir Gecesi'nde tamamlanarak her defter sahibine teslim edilir.1

Berat Kandili'nin "bütün senede bir kudsi çekirdek hükmünde ve beşer mukadderatının programı nev'inden olması cihetiyle Leyle-i Kadrin kudsiyetinde" olması bu manalara dayanmaktadır.2


Kur'ân'ın bu gecede indirilmesi meselesine ise şöyle bir açıklama getirilmektedir:

Duhan sûresinin 2., 3. ve 4. âyetlerinin Berat Gecesi'nden bahsettiği bildirilmektedir. Âyetlerin meali şöyle:

"O apaçık kitaba and olsun ki, biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız. Bütün hikmetli işler o gecede tefrik olunur."

Bu âyetler hakkında iki görüş vardır. Çoğu tefsir bilginlerinin görüşüne göre, bu mübarek gece Kadir Gecesi'dir. İkrime bin Ebi Cehil'in de dahil olduğu bir grup alim ise; bu gecenin Berat Gecesi olduğunu söylemişlerdir. Her iki tefsiri birleştiren diğer bir görüşe göre de, hikmetli işlerin ayırımının yapılmasına Berat Gecesi'nde başlanmakta ve bu işlem Kadir Gecesi'ne kadar devam etmektedir. Bu hikmetli işler nelerdir ve âyetin mânası nedir?

Berat Gecesi, Kur'an-ı Kerim'in levh-i mahfuzdan dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna inzal denir. Kadir Gecesi'nde ise Peygamberimiz (asm)'e ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da tenzil denir.


Şaban Ayı ve Berat Gecesi   

"Şühûr-i selâse" denilen "üç aylar"ın ikincisi de Şaban ayıdır. Bilindiği gibi, üç ayların ilki Receb, üçüncüsü de Ramazan'dır. Şaban ayının önemli bir hususiyeti de, "Berat Gecesi"nin bu ayın on beşinci gecesine tesadüf etmesidir. Berat Gecesi, meleklerin inmesi, duaların kabul olunup, geri çevrilmemesi gibi birçok fazilete sahip olduğu için, bulunduğu ayı da değerli kılmıştır.[1]
Şaban ayı, Hz, Aişe (ra) validemizin ifadelerine gö­re, Hz. Muhammed (asm) Efendimiz'in birçok gün­lerini oruçla geçirdiği mübarek bir aydır. İbadet ü taatten bir an bile uzak durmayan, her halini ibadete dönüştüren Peygamberimiz ümmetini uyarmıştır:
“Gücünüz yettiği kadar Allah’a ibadet edin, siz usanmadıkça Allah sizden usanmayacaktır.”[2]
Üsame bin Zeyd sormuş:
- Ya Resûlallah! Hiç bir ayda Şaban ayında tuttuğunuz oruç kadar (nafile) bir oruç tutmuyorsunuz, neden?
 
Efendimiz cevap vermişler:
 
- Bu ay, Recep ayı ile Ramazan ayı arasındaki Şa­ban ayıdır. İnsanların ehemmiyetini anlayamadığı bir ay­dır. Ki o ayda ameller (ibadetler) âlemlerin Rabbine, kâinatın Yaratıcısına kaldırılır, arz olunur. Ben istiyorum ki benim amelim, ibadetim ben oruçlu iken Cenab-ı Hakk'a arz olunsun.[3]
Peygamberimiz (asm)'in bu tavrı Kur’an’ın şu âyetine işaret etmektedir:
“Kim izzet ve şeref istiyorsa (şunu bilsin ki) izzetin tamamı Allah’a aittir. (O Allah ki insana izzet ve şeref kazandıran) tertemiz sözler O’na çıkar. O sözleri Allah’a yükseltecek olan da salih (temiz, dürüst, halis) amellerdir.”[4]
Hasan ve Katade: “Temiz söz, Allah’ı zikr etmek, salih amel de farzları yerine getirmektir. Kim Allah’ı zikr eder de farzları işlemezse onun sözü ameline geri çevrilir.”[5] demişlerdir.
 
Onun için Fahr-i Kâinat Efendimize (asm) gönül veren, O'nun sünnetini ihya edip Allah'ın rızasını kazanmak isteyen mü'minler, mümkün mertebe Şaban ayının bazı günlerini oruçlu, gecelerini, özellikle Berat Gecesi'ni ibadetle, salâvatla, Kur'ân okumak ve dua etmekle geçirirler.

Bu gecenin beş özelliği vardır:
1) Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır.
2) Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir.
3) Bu gece bağışlanma ve af gecesidir.
4) Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür.
5) Bu gecede Peygamberimize şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Bu yetkinin üçte biri Şaban'ın onüçüncü günü, üçte biri Şaban'ın ondördüncü günü, geri kalan üçte biri de Şaban'ın onbeşinci günü verilmiştir.
Anne ve babasını incitenler, büyücüler, Kâhinleri yani gayıptan haber verenleri, Zinaya devam edenleri ve zinayı savunanları bağışlamaz , başkalarına kin besleyenler içki düşkünleri bu gecenin faziletinden yararlanamazlar.

6)  Her hikmetli iş karara bağlanır,

7)Bu gecede zemzem suyunun arttırılması ilahî adettendir.

8) İlâhi rahmetin bütün âlemi kuşatması.

9) Allah'ın af ve bağışlamasının coşması.



Bu konuyla ilgili olarak şu hadisler rivayet edilmektedir:

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu geceyi Hz. Âişe validemize tanıtırken şöyle buyurmuştur:

"Bu gece Şaban'ın onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede Benü Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem'den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz. " (Münziri, et-Tergîb ve't-Terhib, II, 118).

İnsanların bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir olacakları ve ecelleri gibi mühim hususlar o gece içerisinde meleklere bildirilir. O geceyi ibâdet ve tâatla geçirmek ve nafile namaz kılmak sevaptır. Fakat o geceye mahsus belirli bir namaz şekli yoktur. Nitekim Peygamber Efendimiz bu geceyi ibadetle geçirmiş ve Allah'a şöyle dua etmiştir: "Azabından affına, gazabından rızana sığınır, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamdetmekten âcizim. Sen seni senâ ettiğin gibi yticesin. " (Münziri, Tergib, II, 119, 120).

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bizlere de şöyle buyurmuştur:

"Şaban ayının yarısı (Berâet gecesi) gelince: gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Cenâb-ı Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasına tecelli eder ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu; onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu; rızık vereyim. Şifaâ dileyen yok mu; şifâ vereyim. "

"Allah Teâlâ Şaban'ın onbeşinci geresi (Berâet gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar. " (İbn Mace, İkametü's-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38).

Çünkü o gece İlâhi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakk'a iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan ne kadar bedbahttır.

(Berat gecesi göklerin kapıları açılır, melekler müminlere müjde verir ve ibadete teşvik ederler.) [Nesai, Beyheki, A, Münziri]

(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.) [Tirmizî]

(Şaban ayında üç gün oruç tutana, Hak teâlâ, Cennette bir yer hazırlar.) [Ey Oğul İlmihâli]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib Gecesi, Berat Gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban Bayramı gecesi.) [İbni Asakir]

(Allahü teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek, kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güdenler hariç, herkesi affeder.) [İbni Mace]

(Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa istesin, vereyim.” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İbni Mace]

(Şaban ayının 15. gecesi, rahmet-i ilahi dünyayı kaplar, herkes affolur. Ancak haksız yere müslümanlara düşmanlık besleyen ve Allahü teâlâya ortak koşan mağfiret olunmaz.) [Beyheki]

(Cebrail aleyhisselam gelip, “Kalk, namaz kıl ve dua et! Bu gece Şaban ayının 15. gecesidir” dedi. Bu geceyi ihya edenleri Allahü teâlâ affeder. Yalnız, müşrik, büyücü, falcı, cimri, kinci, müşahin, içkici, faizci ve zaniyi affetmez.) [Taberani] (Müşahin, bid’at ehli demektir.)

(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat ve Arefe gecesi.) [İsfehani]

(Allahü teâlâ Berat gecesinde, kâfirler hariç, müminleri mağfiret eder. Kindarları da, bu huylarını bırakıncaya kadar mağfiret etmez.) [Taberani, Beyheki]

(Allahü teâlâ, Şabanın 15. gecesinde müşrik ve müşahin hariç herkesi affeder.) [İbni Mace]

(Allahü teâlâ, Şabanın yarısının [Berat] gecesinde, dünya semasına tecelli eder. Benikelb kabîlesinin koyunlarının kıllarından daha çok kimsenin günahlarını affeder.) [İbni Mace, Tirmizi]

(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güdenler hariç herkesi affeder.) [İbni Mace]

(Allahü teâlâ şu dört geceyi hayırla süsler: Kurban Ramazan bayramı gecesi, Arefe gecesi Şabanın yarısının [Berat] gecesi ki, onda eceller, rızıklar yazılır.) [Deylemi]

(Salih akrabayı terk eden, ana babaya asi olan Berat gecesi affa kavuşamaz.) [Beyheki]



Aişe validemiz (r.a) der ki:
Resûlullah (asm) kalktı, geceleyin namaza durdu, nihayet secdeye vardı. Secdesini o kadar uzattı ki ben ruhunun kabzedildiği (yani vefat ettiği) kanaatine vardım. Kalktım, yanına vardım. Parmağına dokunuverdim, canlı olduğunu görünce geri döndüm. O esnada sec­dede bulunan Resûlüllah (asm) sızlanıyor, yalvarıyor ve şöyle diyordu;
 
- Allah'ım! Azabından affına sığınıyorum, gazabın­dan rızana sığınıyorum, Senden yine Sana sığınıyo­rum. Seni, ben, Senin kendini övdüğün gibi asla övemem, Seni, sen ancak övebilirsin, Zât’ına layık övgüyü ancak sen yaparsın Allah'ım!..
 
Resûlüllah başını secdeden kaldırdı, namazını ta­mamladı ve dedi ki:
 
- Ey Aişe! Biliyor musun bu gece hangi gece?
 
Allah ve Resulü daha iyi bilir dedim.
 
Bu gece dedi, Şaban'ın yarısı yani on beşinci gecesidir. Allah bu gece kullarına ve kullarının fiil ve davranışlarına bakar, bağışlan­mak isteyenleri bağışlar, merhamet dileyenlere merhamet eder. Kin, hased ve kötü amel sahiplerini tövbe etmezlerse rahmetsiz, mağfıretsiz olarak olduğu gibi bırakır."[12]

“Şa’ban’ın yarı (on beşinci) gecesi olduğu vakit, gecesinde ibadet için kalkınız, gündüzünde de oruç tutunuz. Zira Allah Teala güneşin batışından itibaren rahmetiyle dünya semasına tecelli buyurur. Bağışlanmak isteyen yok mu? Onu bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Onu rızıklandırayım. Dertli yok mu? İstesin de derman vereyim. Bu çağrı şafak sökünceye kadar devam eder.”[13]Bu gecede yapılan muracaatlar, dualar geri çevrilmez.[14]

Bu Gece Af Dışı Kalanlar

Peygamber Efendimiz (asm) bu gecede af dışı kalanları şu hadisleri ile bildirmektedir:

"Muhakkak ki, Allah Azze ve Celle Şâban'ın on beşinci gecesinde rahmetiyle yetişip her şeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalbleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna."6

"Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur, ancak kâhin, sihirbaz yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan veya ana babasını inciten yahut zinaya ısrarla devam eden müstesna."7

"Allah Teâlâ Şâban'ın on beşinci gecesi tecelli eder ve ana-babasına asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında kalan bütün kullarını bağışlar."8




KELB KABİLESİ KOYUNLARININ TÜYÜ HADİSİ


Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah Teâla Hazretleri, Nısf-u Şa'ban gecesinde dünya semasına iner ve Kelb Kabîlesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder." [Tirmizî, Savm 39, (739); Rezin bu rivayete "Ateşe müstehak olanlardan" ziyadesini kaydetmiştir.]

Bu hadisi Ah. b. Meni' Yezîd b. Hârûn ani'l-Haccâc b. Artât an Yahya b. e. Kesir ar Urve an Âişe senedi ile Tirmizî (no. 739) tahrîc etti. Ona göre Buhârî, bu hadi­sin isnadı hakkında zayıf hükmü vermiş ve Yahya'nın Urve'den, Haccâc'ın da Yahya'dan hadis dinlemediğini söylemiştir. (bk. Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/72.)

Hadisin Açıklaması:

1. Bu hadis nısf-ı Şaban gecesinin faziletini beyan etmektedir. Nısf, "yarı" demek olduğuna göre, nısf-u Şa'ban, Şa'ban  ayının ortasındaki günün gecesi demek olur. Bu gece Şaban'ın on beşinci gecesidir. Bu geceye, Bereat Gecesi de denir.

2. Hadis metin olarak: "...Kelb  kabilesinin koyunlarının tüyünden daha çok sayıda insana mağfiret eder..." şeklinde anlaşılmaya elverişlidir. Hatta Rezin'in ibaresi de bu manayı teyid  eder. Ancak alimler o miktarda Ashabın bulunmayışını gözönüne alarak tercümede kaydedildiği  üzere "Kelb kabilesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder." şeklinde anlamayı tercih etmişlerdir. Kelb kabilesinin koyunlarının zikri, "Onlar, koyun beslemede diğer kabilelerden ileri oldukları içindir" denmiştir. Böylece Allah'ın rahmet ve mağfiretinin çokluğu daha iyi ifade edilmiş olmaktadır.

(Açıklama için bk. Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Tercüme ve Şerhi)

















































 Berat Gecesi ibadeti
Gecenin manevi değeri dolayısıyla namaz, Kur'ân tilaveti, zikir, tesbih ve istiğfarla geçirilmesi, bu gece vesilesiyle muhtaçlara yardım ve benzeri hayırlı amellere özel bir önem verilmesi müstehaptır. 
 

İmam Gazali, Berat Gecesi'nde yüz rekât (her rekatte Fatiha'dan sonra on İhlas sûresi okunur veya Fatiha dan sonra 100 ihlas ile 10 rekat kılınır) namaz kılınması hakkında bir rivayete yer vermektedir. (İhya, 1/361)

Bazı hadis âlimleri bu namazın sünnette yerinin olmadığını, böyle bir namazın Hicret'ten 400 sene sonra Kudüs'te kılınmış olduğunu söyler. Bu nedenle Şafii mezhebine göre ise, bu hadis rivayeti mevzu olduğu için namaz sahih değildir ve sevabı da yoktur.Hatta İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn’deki hadisleri tenkide tâbi tutan Zeynüddin el-Irâkī  İmam Nevevi böyle bir namazın sünnette bulunmadığı için bid'at bile olduğunu ifade eder.


Bunun yerine kaza namazının kılınması daha isabetli olacaktır. Bununla beraber kılındığı takdirde de sevabının olmadığı anlamına gelmez. Çünkü ibadet alışkanlıklarının iyice azaldığı zamanımızda, insanların bu vesileyle namaza yönelmelerini hoşgörü ile karşılamak faydalı olacaktır.

Ancak Aliyyulkari’ye göre, 

Ali el-Karî (? - 1605[1]), İslam bilginimutasavvıf ve hattat.

Tam adı Ebü'l Hasen Nureddin Ali bin Sultan Muhammed el-Karî el-Herevî olan alim şeyh günümüzde Afganistan'da bulunan Herat şehrinde doğdu. Burada ilk tahsilini yaptıktan sonra Mekke'ye yerleşti ve ömrünün sonuna kadar burada yaşadı. Kıraat ilminde uzmanlaşmıştır. Geçimini hattatlıkla sağlardı.[2] Her sene bir Kuran yazdığı ve parasıyla ertesi seneye kadar geçindiği rivayet edilmiştir.El-Kârî, Hanefi mezhebine bağlıydı. 

Şaban ayının on beşinci gecesinde kılınması rivayet edilen hadis, mevzu değil zayıftır. Onun için böyle bir namazı kılmaktan sevap alınabilir. Bu Hanefi mezhebine göredir. (bk. Acluni, Keşfu’l-Hafa, - el-mektebetu’l-Mısriye- 1420/2000, II/31, 507)

 Fâkihî’nin (ö. 272/885’ten sonra) Mekkeliler’in bu geceyi Mescid-i Harâm’da ihya ettiklerine ve bazılarının 100 rek‘atlı bir namaz kıldığına dair rivayeti (bk. Aḫbâru Mekke, III, 84) dikkate alınırsa bu namazın daha önceden de kılındığını söylemek mümkündür.

İmam Gazali gibi bir imamın bunun kılınmasına taraftar olması, en azından onun bu hadisi uydurma değil, zayıf gördüğünü ve “Salih amellerde zayıf hadislerle amel edilebileceğini” düşündüğünü göstermektedir.

Özetle, eskiden beri birçok takva sahibi insanların ve âlimlerinin bu namazları kılması, bunun kılınmasında bir sakıncanın olmadığını gösterir. Ancak, bu asırda insanların farzlarını kaza etmeleri, Kur’an okumaları ve istiğfar etmeleri, uzunca nafile ibadetlerle uğraşmalarından çok daha hayırlı olabilir .

GECELERİN İHYASI

Cuma, Arefe, Bayram, Kadir, Berat, Mirac, Aşure, Mevlid ve Regaib gecelerinde ibadet etmek çok sevaptır. Muhammed Rebhâmî hazretleri Rıyâd-un-nâsıhîn kitabında buyuruyor ki:
“Büyük İslâm âlimi, İmâm-ı Nevevî hazretleri, Ezkâr kitabında buyuruyor ki: Gecenin on iki kısmından bir kısmını yani bir saat kadar ihya etmek, yani okumak, namaz kılmak, dua etmek, bütün geceyi ihya etmek olur. Yaz ve kış geceleri için hep böyledir. Fıkıh kitaplarında, saat demek, bir miktar zaman demektir. Nevevî, Şafii mezhebinde müctehiddir. Hanefilerin de, geceleri, böyle ihya etmeleri uygun olur.”


Berat Gecesi Duası

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:

"Allah'ım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen kendini sena ettiğin gibi yücesin."11

Berat Duası

Bazı mâna büyüklerinin de şöyle bir duası vardır:

"Allah'ım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Saidler defterine yaz Çünkü sen buyurdun ki, 'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır.'"12

 Ey büyük Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sabit kıl, dininden döndürme, ayırma!



SON SÖZ

Onun için bu gece dini bir, Allah'ı bir, peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir olan mü'minlerin birbirini sevmeye, saymaya, kardeşçe yaşamaya karar verecekleri bir gece­dir. Kin ve nefreti, şikak ve nifakı, ayrılık ve gayrılığı unutacakları bir gecedir. Bütün inananların küfre karşı, din­sizliğe karşı, ahlâksızlığa, anarşiye, bölücülüğe karşı yek-vücud olup yarınlara tek ses ve tek nefes halinde çıkma­ya niyet edecekleri bir gecedir. Ömrümüzün günahkâr mazisine veda edip, bundan sonra ibadetle dolu bir hayat sürmek, Allah'ın emirlerine sıkı sıkıya bağlı dakikalar ge­çirmek için dua edeceğimiz bir gecedir. Çünkü Allah'ı razı etmek için verilmiş bu fırsat, belki bir daha elimize geç­meyecektir.
 
En büyük mesele, en büyük dava Allah'ı razı etmektir. O'nun sevgisini kazanamazsak, bütün dünya dostumuz, dünya dolusu da malımız olsa faydası yok. Çünkü ka­bir, yalancılığın, sahtekârlığın, rüşvetin, torpilin sızamadığı ahiret kapısıdır. Şairin dediği gibi:
“Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler / Yevme lâ yenfeu de kalb-i selim  isterler.”
 
"Ey Efendi! Ne malın, ne evladın, hiçbir şeyin fayda vermeyeceği bir günde, sanma ki senden altın gümüş is­teyecekler. Sadece ve sadece sağlam bir iman, günah kirleriyle kararmamış veya günahlardan arınmış bir kalb, ibadetle geçmiş bir hayat istenecektir."
İşte ahirette  istenecek şeyler bunlardır. Kabirde geçerli olan da bunlar olacaktır.
 
Öyleyse insan, en büyük sermayesi olan ömür dakikalarını; hasseten bu geceleri ganimet bilmeli. Yaşadığı her anı, tövbe etmek için verilmiş bir imkân olarak değer­lendirmeli. Elinden gelirse göz yaşlarıyla günah kirlerini yıkamalı, günahlarla paslanmış kalp aynasını silmeli. Silmeli ki Hak tecelli etsin, Hakk'ın cemali görünsün, Manzar-i Rahman olsun.
 
Dünyanın cazibesi,  güzelliği insanı aldatmamalı, Mevla’dan uzaklaştırmamalı. . Şu gelecek söz ya baş üstüne asılmalı ya da kulaklara küpe olarak takılmalıdır:
“Dost istersen Allah yeter, Çünkü O dost ise her şey dosttur. Yaren istersen Kur'ân yeter. Çünkü Kur'ân'da isimleri geçen peygamberler ve meleklerl düşünür, başlarından geçenleri okuyup ünsiyet eder­sin. Mal istersen kanaat yeter; çünkü kanaat, iktisad et­meye sevk eder, iktisad, berekete vesile olur. Nasihat is­tersen ölüm yeter. Çünkü ölümü düşünsen, dünyaya dalmaktan kurtulur, ahiretine ciddî çalışırsın.”[15]
Öyleyse şimdiye kadar kılamadığımız namazları kılmaya, bir daha da namazı bırakmamaya karar verelim. Verilmemiş zekâtlarımızı, sadakalarımızı verelim, açık saçık ve tesettürsüz geçen hayatımıza veda edelim, hayatımızı imanla hayatlandıralım, Allah’ın emri olan farzlarla süsleyelim. Haramlardan, küçük ve büyük günahlardan uzak durmakla hayatımızı ve sağlığımızı koruyalım. Küsmüşsek barışalım, incitmişsek helallik alalım, incinmişsek affedelim, incittiğimiz âlim-ulema varsa, özür dileyelim, af isteyelim, ana-babamızın ellerini öpelim, ihtiyaçlarını karşılayalım, dualarını alalım, kibirden, gururdan, hava atmaktan, şımarıklıktan uzak duralım. Kula yakışır şekilde, alçak gönüllü, herkese şefkatle, muhabbetle kucak açalım. Çaresizlere çare olalım, Allah’ın dinini yaşayalım, Onun koruması altına girelim. Ancak bu şekilde gecemiz mübarek olur, evimiz, gönlümüz, yurdumuz huzur ve bereketle dolar.
 
Bu idrak ve şuur içinde ihya edeceğimiz Berat Gecesi'nin hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz edelim
Geceniz mübarek olsun. Allah razı olduğu hayattan ve istikametten hiç birimizi ayırmasın. Amin.

Kaynaklar:

1 Hülâsâtü'l-Beyân, XIII/5251.
2 Şualar, s,426.
3 TDİ."Berat" maddesi.
4 Hak Dini Kur'an Dili, V/4295.
5 İbni Mâce, İkame, 191.
6 İbni Mâce, İkame, 191.
7 et-Tergîb ve't-Terhib, II/118.
8 İbni Mace, İkametü's-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38.
9 Tirmizî, Savm:39.
10 Şualar, s.426.
11 et-Tergib ve't-Terhîb, II/119, 120.
12 Ra’d Suresi, 39; Mecmuatü’l-Ahzab, I/597.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder