Sünnete Bağlılık
Fahr-i Kâinat Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Size iki şey bırakıyorum. (Bunları tutarsanız) asla dalâlete düşmezsiniz: Allah'ın kitabı ve sünnetim... Bu ikisi havz-ı kevsere kadar beraberce ayrılmadan geleceklerdir" (Hâkim, Müstedrek).
Alllah Resûlü [sallallahu aleyhi vesel- lem], kendi yolunu sıkı sıkıya takip etmemizi istemiştir. Cenâb-ı Mevlâmız da müberra kitabımız Kur’an-ı Kerîm’de kurtuluş çaresi olarak sünnet-i seniyyeyi göstermiştir: "Muhakkak ki sana biat edenler Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir" (Feth 48/10).
Ashâb-ı kiram efendilerimiz sünnete bağlılıkta eşsiz kimselerdi. Bir sonraki nesil tabiîn de ashâb-ı kiramdan görüp duyduklarını derlediler, sistemli bir ilim haline getirdiler. Hadis, fıkıh ve tefsir ilmi bu sayede ortaya çıktı. Yine mezhep imamları bu bilgiler sayesinde hükümlerini vermişler, ictihadlarını Kuran ve Sünneti esas olarak yapmışlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder