Dinimizin gayesi yeryüzünde iyiliği, adaleti hâkim kılmak, zulmü yok etmektir. Fahr-i Kâinat Efendi- miz’in [sallallahu aleyhi vesellem] gönderilmesindeki maksat da insanları doğru yola yönlendirmek, güzel ahlâkı tamamlamak, insanlar arası güzel muameleyi temin etmek ve Allah Teâlâ'ya kul olmanın yolunu göstermektir. Peygamber Efendimizin Vedâ hutbesindeki şu seslenişi kulaklarımıza küpe olmalıdır:
“Ey insanlar! Rabb’iniz birdir. Babanız da bir. Hepiniz Âdem'in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap'a üstünlüğü olmadığı gibi, beyazın siyaha, siyahın da beyaza üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.
Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir hak varsa altın ve gümüşün geçmediği hesap günü gelmeden helalleşsin. Aksi takdirde, yaptığı haksızlık ölçüsünde iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir. İyiliği yoksa hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden kimseye yüklenir'1 (Buhârî).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder