Kul her şeyden önce şunu asla hatırından çıkarmamalıdır: Ben, Allah Teâlâ’nın lütfettiği hayat, kudret, akıl, konuşma gibi her türlü manevi nimet ve lezzet içinde olduğum gibi; Cenâb-ı Hak pek çok bela ve musibetleri de başımdan savmaktadır. Bütün bu nimetleri bana veren Allah, kendisine şükretmemi, hizmetinde bulunmamı benden talep ediyor.Eğer bundan gafil olursam elimdeki nimetleri benden alır; bana azabını ve cezasını tattırır. Peygamberler göndermiş, onları beşer kudretinin üstünde fevkalâde mucizelerle desteklemiş; kudret, ilim, hayat ve irade sahibi bir Rabbim olduğunu bildirmiş. O’nun emir ve yasaklarının bulunduğunu; isyan edersem cezalandırmaya kadir, itaat edersem mükâfatlandırmaya muktedir olduğunu, sırlarımı ve içimden geçenleri dahi bildiğini ve dinin hükümlerine sımsıkı sarılmamı bana haber vermiştir.
Bütün bunların mümkün olduğunu kalbiyle anlar. Zira bu akla aykırı değil, bilakis ilk bakışta akla gelen hakikatlerdir. Bundan dolayı nefsi için korkar ve Allah Teâlâ’dan yardım diler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder