Mülkün gerçek sahibi Allah Teâlâ'dır. Kazâ ve kader O'nun kudret elindedir. Fâni olan insan ise sadece bir emanetçidir. Fakirlik bir kusur olmadığı gibi, zenginlik de bir fazilet değildir. Fakir kimse sabır ve tevekkülle imtihan olunur. Zengin kimse ise, Allah’ın vermekle yükümlü kıldığı malları vermek, dünyaya karşı hırslı olmamakla vazifelidir. Eğer bu vazifesini yerine getirirse, Allah’ın ebedî ihsanına mazhar olur.
Fakirlik çetin bir imtihan olarak görünür. Çünkü fakir görünüşte muhtaçtır, dünyevî zorluklarla mücadele etmektedir. Zengin isezahirde muhtaç değildir, malı mülkü vardır. Ancak hakikat böyle değildir. Fakir için çetin görünen bu durum, eğer sabrederse, Rabbîne tevvekkül ederse kolaylaşır. Zorluk kolaylığa çevrilir.
Zenginlik ise bu bakımdan daha aldatıcıdır. Nefsi azdırır, insana vekil olduğunu, emanetçi olduğunu unutturur. Zengin daha dikkatli olmak zorundadır. Allah'ın vermekle yükümlü malî ibadetleri yapmak, infak etmek mecburiyetindedir. Ayrıca zenginliğini doğru yolda kullanmak ve İslâm üzere idare etmek zorundadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder