Osmangazi kısa bir sürede aşiretten devlete çevirdiği ülkesine idare ederken adaletiyle ön plana çıkmıştır. Hayatını adaletine ait pek çok misal ile süslenmiş güzelleştirmiştir
Onun zamanında Osmanlı şehirlerinde kurulan pazarlarda Müslümanların yanında gayrimüslimlerin kadınları dahi rahatlıkla gelip alışverişlerini yaparlardı. Hiç Kimse onlara en küçük bir zarar veremez aldatma söz konusu olmazdı. Eskişehir yöresinde hamam mevkiinde kurulan bir pazarda Germiyanlının birisi Bilecik Rumlarından bir kişiden bardak satın almış ancak parasını ödememişti. O kimse Osmangazi'ye gelerek şikayette bulundu Osmangazi adamı çağırtıp Rum'un hakkını alıverdiği gibi şiddetli de azarladı. Ardından pazarlarda tellallar gezdirip kimsenin Müslim, gayrimüslim kimseye zulmetmesini ,haksızlığa uğrayanların kendisine müracaat etmesini duyurdu
Yine Osman Gazi'nin Kılıç hakkı ile fethettiği Karacahisar da pazar kurulmaya başlanmıştır Germiyan vilayetinden bir kimse gelip Osman Gazi'nin huzuruna vardı ve " bu pazarın bacını bana satın" dedi
Osmangazi " bac ne ki" diye sorunca o şahıs
" pazara yük getiren herkesten akça almaya denir" dedi
Osmangazi " bugüne kadar böyle bir şeyin İllede alınması icap ettiğini ne bir din kitabında okumuş ne de bir alimin sohbetinde duymuştum bu Hak Teala'nın buyruğu mu peygamber sözü mü yoksa her ilin padişahı kendisi mi uydurmuştur"
Adam bu sözleri " evvelden beri hükümdar töresidir" diyerek cevap verince Osmangazi Allahu Teala'nın ve rasulünün emri olmayan bir şey hususundaki bu gayretkeşliğe iyiden hiddetlendi
" yürü artık buralarda görünme yoksa sana fena zararım dokunur .Malını kendi eli kendi alın teri ile kazanmış kimsenin bana ne borcu var ki havadan akçe versin" deyip adamı kovdu
Yanındaki dostlarının onun bu sözleri işitince
" size bir şey vermeleri gerekmez pazarı bekleyenlerin emekleri zayi olmasın diye bir şey verseler iyi olur" demeleri üzerine Osmangazi
" Madem ki böyle dersiniz bir yükü satan kimse iki akçe versin satmayan hiçbir şey vermesin. Ayrıca her kime bir timar verirsem sebepsiz yere kimse timarı ondan almasın .O kişi ölünce oğluna versinler .Eğer çocuk küçük olursa hizmetkarları çocuk sefere çıkacak yaşa gelinceye kadar sefere gitsinler. Eğer bu kanunu her kim bozarsa yahut benim neslime başka bir kanun öğretirse Allahu Teala onu dünya ve ahirette zelil eylesin" dedi
İlk Osmanlı tarihçilerinden Ahmedi Dastan ve Tevarih-i Mülûk-i Âli Osman isimli eserine İşte bu adil idareye işaret ederek başlıyordu
Zulüm kanun ve düzen maskesine sokulunca
Halk tarafından kolaylıkla adalet sanılır
Bu zulmün ustalarının hikayesi çok nakledildi
Gelin şimdi adalet ustalarını osmanlıları anlatalım
Hem Müslüman hem de Adil olan
Bu hükümdarları tanıyalım kutlayalım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder