Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

30 Mayıs 2020 Cumartesi

HAZRET-İ ALİ (KERREMALLÂHÜ VECHEH)


Hulefâ-yı Râşidîn’in dördüncüsü Ali bin Ebû Tâlib’dir. Vâlidesi Fâtıma binti Esed bin Hâşim’dir.
Hz. Ali (k.v.) dünyaya geldiğinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onun ismini “Ali” koydular.
Hz. Ali’ye 'kerremallâhü vecheh’ denilmesinin iki se­bebi vardır.
Birinci sebebi: Ana ve baba cihetinden Hâşimî; yani Resûlullâh’ın (s.a.v.) aşireti Hâşimoğullarından olmasıdır.
İkinci sebebi ise hiç puta tapmamış, henüz bülûğa ermeden, on yaşında Müslüman olmasıdır.
Hazret-i Ali’nin fazîletleri çoktur, saymakla bitmez.
Gâyet zâhid idi, asla dünyaya meyletmemişti.
Hz. Ali, Basra valisi Osmân bin Hanîf’e yazdığı mek­tupta: “İyi biliniz ki sizin bu halifeniz şu dünyadan eski iki kat elbiseyle yetindi. Açlığının şiddetini bir iki lokma ekmekle geçiştirdi. Eti de senede sadece kurban günle­rinde yemektedir.” buyurmuş, Müslümanları zâhid olma-i ya; dünyaya rağbet etmemeye davet etmiş idi.
Hz. Ali gâyet cömert idi. Hz. Hâlid’e Seyfullâh dendiği gibi ona da cömertliğinden ve şecaatinden dolayı Esedullâh (Allâh’ın aslanı) denilir. Zira şecâat, sehavet- ten (cömertlikten) ileri gelir.
Fahr-i Âlem hazretleri (s.a.v.) Tebük’e giderlerken Hz. Ali’yi (k.v.) Medine’de yerine vel$il olarak bıraktı. Hz. Ali! (k.v.): “Yâ Resûlallâh, beni çocıik ve kadınlar arasında! mı bırakıyorsunuz?” deyince !
“Ey Ali! Sen benim yanımda^ Mûsâ yanında Hârûn aleyhimesselâm gibi olmak istemez misin? Şu farkla ki benden sonra peygamber gelmez.” buyurdular. Yani Hz. Mûsâ (a.s.) Tür dağına gittiğinde yerine İsrailoğul- larına Hz. Hârûn’u (a.s.) vekil bırakmış idi.
Hicretin kırkıncı senesi Ramazân ayının on yedisinde Cuma gecesi sabah namazına giderken suikastta yara­landı. O yaradan dolayı pazar gecesi şehîd oldular. Na­mazını oğlu Hz. Hasan kıldırdı. (Kerremallâhü vecheh)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder