“Takvâdan daha faziletli azık, sükût etmekten daha güzel bir şey, cehâletten daha zararlı bir düşman, yalandan daha büyük bir hastalık yoktur.”
“Bir kardeşinden sâna kötülük gelir, hakkında fenâ bir söz söylerse sakın üzülme. Şayet onun dediği doğru ise, yaptığının cezası, dünyada iken verilmiş, âhirete kalmamış olur. Eğer dediği gibi değilse, çalışmadan elde ettiğin bir sevab olur.”
“Kötü biriyle arkadaşlık eden belâdan kurtulamaz, kötü yerlere giden töhmet altında kalır, diline sahip olamayan pişman olur.”
“Bir kimse sahip olduğu malının ve hoşuna giden şeylerin devamlı olmasını isterse “mâşâallân lâ kuvvete illâ billâh” desin.”
“İbâdetler ancak tevbe ile kabul olunur. Zira Allâhü Teâlâ (Tevbe Sûresi, 112.) âyet-i kerîmesinde “Tevbe edenler, ibadet edenler” buyurarak önce tevbeyi sonra ibadeti zikretmiştir." Yani evvelâ küfürden sonra da günahlardan, riyâdan tevbe etmeli; sonra da ibadet ile meşgul olmalıdır; önce İslâm, sonra ibadettir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) BUYURDULAR:
Alimlerden başka insanların hepsi ölüdür; amel edenlerden başka, bütün alimler uykudadırlar.
Bütün amel edenler aklanmışlardır muhlisler (ihlas ile amel edenler) hariç. Muhlisler de büyük bir tehlike üze- rindedirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder