Alman ve Avusturya basınının Oryantalist yaklaşımı Çanakkale Savaşları sırasında tam aksi bir seyir izlemiş, OsmanlI bir gecede 'kahraman' oluvermişti. İşte çizgilerin diliyle Çanakkale Zaferi'nin bir başka cephesi.
KARİKATÜRLER tarihin en etkili kaynaklarından; ne var ki özündeki abartı, alaya alma ve propagandadan olsa gerek Türk tarihçilerinin alakasına pek mazhar olduğu söylenemez. Bunun en güzel ispatı, karikatürlerden istifade edilerek yapılan yayınların sayısının çok az olması. Aslında somut tarihî gerçeklere istinat eden karikatürler hakkındaki çalışmaların okuyucunun dikkatini, dolayısıyla tarihe ilgisini artıracağına şüphe yok.
Avrupa’da Osmanlı Devleti ve Türkler hakkında yayınlanan karikatürlerin genelde olumsuz kurgu ve figürler ihtiva etmesine karşın, 1. Dünya Savaşı, özellikle de Çanakkale Savaşı hakkmdakiler çok farklıdır. Genelde Avrupa kamuoyu ve basınına hâkim olan oryantalist yaklaşım, Cihan Savaşı’yla birlikte adeta rafa kaldırılır. Müttefik Osmanlı Devleti ve Türkler olumlu figürlerle tasvir edilmeye başlanır.
Savaş öncesi karikatürlerde Osmanlı hep hasta adamdır. Türk kadını klasik harem merkezli cinsel objelerle, OsmanlI’yı ve Islamı temsil eden hilal ise küçük, üzgün ve aşağıya bakar bir şekilde tasvir edilmiştir. (Bkz. N. Al- kan, Avrupa Karikatürlerinde II. Abdülhamid ve Osmanlı İmajı, Selis: 2006).
1. Dünya Savaşı’yla birlikte karikatürleri tam tersine olumlu Osmanlı kurgu ve figürleri kaplar. İlgili çevrelerde oryantalist yaklaşımın tamamen bittiği veya unutulduğu söylenemez. Olsa olsa istisnai bir süreçte, stratejik bir tercihle geçici olarak bir kenara bırakılmış denilebilir. Bunun en güzel delili, Alman veya Avrupa karikatürlerinde Tiirkleri ve Müslümanları karalayan problemli tasvirlerin aynen devam etmesi.
Harp dönemi karikatürleriyle ilgili göze çarpan bir nokta da Çanakkale Savaşı’nda elde edilen başarıya Almanların da ortak edilmesi. Ayrıca İngiltere ve Fransa’yı temsil eden figür ve karakterlerin çok küçük çizilmesi ve savaşın patlak vermesinin İngiltere’nin kapitalist hırsıyla izah edilmesi dikkat çeker.
Şimdi örneklerle Çanakkale Savaşı’nın Alman ve Avusturya karikatürlerinde nasıl tasvir edildiğine bakalım.
Sfenks-Türk kadını Boğaz'ı bekliyor
Boğaz’ın İstanbul tarafına oturmuş, pençelerini denize uzatmış sfenks şeklinde tasvir edilen Türk kadım tülden peçesi, alnında altın takısı, kırmızı dudakları ve iri gözleriyle dikkat çekiyor. Duruşundan ve yüzündeki ifadelerden anlaşılıyor ki kendinden emin, bir o kadar da öfkeli. Sfenks-Türk kadınına göre adeta birer minik oyuncak gibi çizilen gemiler hiçbir şeyden habersiz ona doğru ilerliyor. Kadının denize kadar inen peçesi dahil deniz ve gökyüzünün kırmızı olması düşmanın bu kızıllıkta yok olacağı mesajını veriyor.
Burada OsmanlI'nın başarısının kadın üzerinden anlatılması önemli. Zira Avrupa karikatürleri o döneme kadar Türk kadınım hep olumsuz figürlerle tasvir ediyorlardı. Sfenks-Türk kadınının başının üstündeki hilal de dikkat çeken unsurlardan biri. O döneme kadar küçük, yana ya da aşağıya dönük cılız bir figür olarak çizilen hilal, OsmanlI'nın savaştaki başarısından dolayı îslamın yükselişe geçtiğini ima etmek üzere büyük ve yukarı bakar biçimde çizilmiş.
Alman malı fındıklar adamı dişinden eder
Osmanlı toplarının İngiltere ve Fransa'nın savaş gemilerini batırmasını anlatan bu karikatürde Almanya'nın rolüne vurgu yapılmış. İngiltere’yi temsil eden John Bull karakteri vahşi ve hımbıl, canavarımsı bir insan suretinde. Elinde iki kırık azı dişi şeklinde çizilen savaş gemilerini tutuyor. Birinin üzerinde Ocean, diğerininkinde Irresistible yazılı. Bull’un kafasındaki korsan şapkası da ilginç. Soldaki Fransızm elinde üzerlerinde Bouvet ve Gaulois yazan, yine savaş gemisi şeklindeki azı dişleri görülüyor. Bunlara bir şeyler ikram eden “sevimli Türk” durumdan hayli memnun. Dişlerin kırılmasının sebebi, tabaktaki fındıklar. Sert mi sert Çanakkale fındıklarının üzerinde “Alman malı” yazıyor. Sağ alt köşede beliren hilal ve yıldızın ise keyfine diyecek yok doğrusu.
Kafalar değil, gemiler mühim!
İngiltere’yi temsil eden John Bull sahili kaplayan iskeletler arasında düşünceli bir şekilde piposunu tüttürüyor. Kaygılı halinin sebebi, ayaklarının altındaki kemikler değil, batan savaş gemileridir. Bu kadar İngiliz askerinin ölmesine rağmen hâlâ savaş gemilerini ve üretici firmaları düşünmesi İngiltere’nin kapitalist anlayışına işaret ediyor.
Payitahtın giyotini
Başarısız Gelibolu çıkarmasının İtilaf devletleri üzerinde meydana getirdiği tereddüt, ümitsizlik ve korku hâli. Üzerinde “Çanakkale” yazan ve giyotin şeklinde tasvir edilen kapının çerçevesinin üst kısmına iki hilâl motifi yerleştirilmiş. Kapımın hemen ardında ise fesli ve bıyıklı bir Türk. Giyotinin ipi elinde, dışardakilerin kafalarım uzatmalarım bekliyor. Çanakkale giyotininin hemen önünde bulunan iki amiral endişeli bir şekilde istişare ediyorlar. Görünen o ki, Çanakkale’yi geçme ümitleri kalmamış. Ellerindeki iplikler hemen arkalarındaki savaş gemilerinde bağlı. Giyotinin önünde duran Türk ve arkasındaki şehir oldukça büyük çizilmişken, Ingiliz ve Fransız amiraller ile elleriyle çektikleri savaş gemileri aldıkları mağlubiyetle küçülmüş; küçük birer oyuncak gibi tasvir edilmeleri cabası.
ÇANAKKALESAVAŞLARI SIRASINDA FESLİ VE SAKALLI BİR OSMANLI, İTTİFAK DEVLETLERİNİN ÇOCUKLARINA HELVA DAĞITAN MÜŞFİK VE SEVİMLİ BİR KARAKTER OLARAK ÇİZİLMİŞ.
Boğaz’ın her iki tarafına yerleştirilen “Von der Goltz” ile “Liman von Sanders ”in ellerinin altındaki tabyalardan düşman gemilerine ateş ediliyor. Başlıklarında OsmanlI hilâli ve yıldızlan, göğüslerinde Alman madalyalan bulunan Goltz ile Liman’ın mütebessim hallerinden yaklaşan düşman gemilerinden korkmadıklan ve onlan küçümsedikleri anlaşılıyor. Alman subayların devasa büyüklükte, düşman gemilerinin ise minyatür boyutlarda çizilmesi bu imajı destekliyor.
Von der Goltz 1885’ten, Liman von Sanders ise 1913’ten itibaren Osmanlı hizmetinde orduyu ıslah çalışmalarına katıldılar. Her ikisinin Boğaz’m iki yakasına bekçi gibi yerleştirilmesi Çanakkale’de elde edilen başarılarda Almanların ve ıslah faaliyetlerinin de payının olduğu mesajım vermeye matuf.
"Sonbahar rüzgârı Gelibolu'da harekete geçti."
Dervişin nefesi düşmanı yerle bir etti
Uzun sakallı, kırmızı fesli ve sarıklı ihtiyar bir derviş dağa abanmış, Boğaz’dan geçmeye çalışan düşmanlara üflüyor. Dervişe göre oldukça küçük tasvir edilen düşman askerleri ve gemiler ise rüzgarın tesiriyle havaya savrulmuş. Osmanlı Devleti’ni temsil eden dervişin karikatürün merkezine yerleştirilmesiyle Çanakkale’de elde edilen başarıya mistik bir hava katılmak istenmiş. Figürü derviş olarak değil de son demlerini yaşayan ihtiyar bir adam olarak da yorumlayabiliriz. Bu kurguya göre yaşlı Osmanlı ölmeden önce bütün kuvvetini toplayarak düşman kuvvetlerini mağlup ediyor.
İstanbul çok uzakta, Gelibolu'da şanssızım. İstanbul uzakta, oraya sağ olarak asla varamam." Orda bir İstanbul var uzakta!
Üzerinde “Çanakkale” yazan, bar kapısı şeklinde tasvir edilen kapının arkasında Enver Paşa elini uzatmış, ln- gilizi içeriye sokmuyor. Gelibolu yarımadası üzerinde oturan İngiliz ise bu durumu kabullenmiş görünüyor. Şarkı sözleri İstanbul’a ulaşma ümitlerinin kalmadığım anlatıyor.
Cepheye aktif olarak katılmayan Enver Paşa’nm Çanakkale’de düşman kuvvetlerini durduran komutan olarak zikredilmesinin iki nedeni olabilir. Öncelikle Alman kamuoyunda Enver Paşa’ya teveccühün bir neticesi olabilir. İkincisi, Harbiye Nâzın ve Erkân-ı Harbiye Reisi olan Enver Paşa, hâliyle Çanakkale’deki haşanda pay sahibi İkinci izah daha doğru ama Almanların Enver Paşa’ya sempatilerini unutmamak gerek.
Gelibolu da. Hep İngilizler ve Fransızlar Bu menu artık bıktırıyor En sonunda İtalyanlar zamanı gelecekler
Akbabalar İtalyanları bekliyor
Gökyüzünde kocaman hilal ve yıldız, yerde asker cesetleri ve eşyadan oluşan bir tepenin üzerinde iki akbaba.. Arkada ise muzaffer ay yıldız. Akbabalar Çanakkale Savaşlarında ölen İngiliz ve Fransız askerlerinin cesetlerini yiyor. Fakat o kadar yemişler ki, sıkılmış. İtalyan askerlerinin cesetlerini bekliyorlar. İngiltere ve Fransa’nın mağlup edildigi, savaşa girecek olan İtalya'yı da aynı hazin sonun beklediği akbabaların lisanıyla ilan edilmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder