Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

9 Nisan 2018 Pazartesi

BERÂTINI ALAN HACI




BERÂTINI ALAN HACI

Bağdat'tan bir kâfile hacca gitmek üzeredir. Zengin komşularının hacca hazırlandıklarını duyan temiz kalpli fakir, “Ben de, şu komşularımla birlikte hacca gideyim" diye düşünerek, kendi halince hazırlığını yapar. Hac kafilesiyle o da yola çıkar. Kendini beğenmiş zenginlerden bâzıları bu fakirin hacca gitmesine hayret ederler. Bunlardan biraz da bilgi sâhibi olan zât, bu fakir yol arkadaşına "Komşum, senin bineğin yok, azığın yok. Bari birkaç akçen olsun var mı?” der. Fakir, “Rabblm beni besler. Bütün canlıların rızkını veren Allâh'dır. Her birimiz onun rızk hazînesinden beslenmiyor muyuz?” der. Nihâyet günlerce süren uzun ve yorucu yolculuktan sonra kâfile, Mekke-i Mükerreme'ye varır, Kâbe-i Muaz-zama'yı tavaf ederler. Arafat'ta vakfeye dururlar. Bütün hac farîzâ-sını yerine getirip, vedâ tavâfını da yaparak geri dönerlerken kendini beğenmiş komşusu yolda fakire yaklaşır: "Komşum, vardın Bey-tullâh'ı tavaf ettin mİ?” der. Gönlünde ufacık bir şüphe olmayan ve hiç kimse hakkında kötülük düşünmeyen komşusu; “Evet efendim, Allâh'ıma sonsuz hamd ve şükürler olsun ki, benim gibi fakir ve âciz bir kulunu bu şerefli, yüce makâmları zlyâret edip hacc gibi bu mühim İbâdeti yapmayı nasîb etti.” der. öteki "Komşu, biz berâtımızı aldık. Sana da berât verdiler mİ?” der. Komşusu: “Nasıl berât bu?” diye heyecanla sorar. “Hacılara; "Cehennemden âzâd oldun" diye berât verilir.” der, Bunun üzerine saf müslüman hemen, telaşla Mekke-i Mükerreme'ye döner. Harem-i Şerifte başını Beytul-lâh'ın eşiğine koyar: “Ey Rabblm! Senin kulların cehennemden âzâd berâtını almışlar. Ben fakire bu berât verilmedi. Yoksa ben âzâd olunmadım mı?” diyerek gözlerinden yaşlar akıtır. Böyle yalvarırken karşısına bir zât gelir ve; “Kaldır başını ey temiz adam! Al şu berâtını ve yol arkadaşlarına yetiş.” der. Saf mü’min berâtını alıp yüzüne gözüne sürer ve koşarak arkadaşlarına yetişir.

Arkadaşlarına aldığı berâtı gösterir. Hepsi heyecanla bakarlar. Yeşil, misk gibi kokulu bir kâğıt üzerinde beyaz nurdan yazılar vardır. Bilgili geçinen zât atından düşüp bayılır. Ayıldığında; "Keşke ben de şu fakir komşum kadar olabllaeydim. Yazık benim geçen ömrüme!.. Nefeimln eelrl, şeytanın köleal olmuşum. Ben de şu eaf, temiz komşum kadarcık olabilseydim." diyerek ah eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder