Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu -->

13 Haziran 2017 Salı

RESÛLULLAH’IN MÜJDESİ:


 Kisra’nın Beyaz Sarayının Ganimetleri  Hz. Ömer’in (r.a.) hilafeti zamanında Sa‘d bin Ebî Vak-kâs (r.a.) kumandasındaki ordu ile İran Devieti’nin başşehri Medâyin alınmıştı. İranlılar kaçarken kıymet biçilmez pek çok elbise, mal, silâh, hayvanlar ve zahireden başka devlet hâzinesinde çok miktarda para bırakmışlardı.  Sa‘d Hazretleri, ganimetlerin beşte biri ile birlikte Nûman ve Kisra’nın kılıçlarını ve Kisra’nın tacı ile süs eşyalarını dokuz yüz deveye yükleyip Medîne-i Münevvere’ye gönderdi. Geri kalanını askere taksim etti.  Kisra’nın Bahar adındaki halısı da ganimet malları arasındaydı. Eni boyu altmış arşın olup üzerinde sırma dokuma yollar ve nehirler; aralarında sedef, inci ve yakuttan hatlar; dalları altından, yaprakları ipekten, çiçekleri altın ve gümüşten, meyveleri cevahirden ağaçlar bulunan, görenlere ilkbaharı hatırlatan bu halı kışın saraya döşenirmiş. Sa‘d Hazretleri, askere “Eğer beşte dört hisselerinizden vazgeçerseniz onu Medîne-i Münevvere’ye gönderelim. Emîru’l-mü’minîn onu dilediği yere koysun” dedi. Asker bu teklife razı oldu.  Ganimetler Medine’ye geldiğinde Hazret-i Ömer, insanları toplayıp: “Resûl-i Ekrem’in Kisra ve Kayser’in hâzineleri, Allah yolunda sarf olunacaktır, dediği gerçek miymiş bakınız” diye buyurdu. Kisra’nın bileziklerini görünce: “Yâ Sürâka! Kalk şunları takın” dedi. O da kalkıp Kisra’nın bileziklerini alıp takındı. Hazret-i Ömer: “Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ‘Ben sanki Sürâka’nın ellerinde Kisra’nın bileziklerine bakıyorum’ diye buyurmuştu.” dedi.  Medîne-i Münevvere'de Kisra’nın halısını döşeyecek yer yoktu. Hazret-i Ömer, “Bu halıyı ne yapalım?” diye sordu. Onlar da “Sen bilirsin” dediler. Fakat Hazret-i Ali “Yâ Emîre’l-mü’minîn! Şüphe yok ki dünyadan sana ancak verdiğin kalır” dedi. Hazret-i Ömer: “Doğru söyledin ve bana hâlisâne nasihat ettin” dedi ve onu parça parça kesip Ashâb-ı Kirâm’a taksim etti. Hazret-i Ali’nin hissesine kalan parça en iyisi olmadığı hâlde onu yirmi bin dirheme satmıştır. (Hz. Ömeru'l-Fâruk, Çamlıca B.Y.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder