20 Mayıs 2017 Cumartesi
PEYGAMBERLİK MÜJDESİ
Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.), 39 yaşında iken sâdık rüyâlar görmeye başlamıştı. Bu hâl altı ay sürdü. Nûr Dağı’ndaki Hirâ mağarasına çekiliyor, orada ibâdetle meşgul oluyordu. Orada günlerce kaldığı oluyor, ancak yiyecek almak için Mekke’ye dönüyordu. Yolda gelirken, ağaçlar, taşlar ona selâm veriyorlardı. Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.); “Ben, Peygamber olarak gönderilmeden önce, Mekke’de bana selâm veren taşı, hâlâ tanıyorum.” buyurmuşlardır. Mîlâdî 610 yılında, Ra-mazân-ı Şerîf ayının 17. Pazartesi günü, Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) 40 yaşında iken, yine Hırâ mağarasında ibâdetle meşgûl oluyordu. Cebrâil (a.s) zuhur ederek, “Yâ Muhammed! Ben Cebrâil’im. Sen de Allâhü Teâlâ’nın peygamberisin” dedikten sonra “Oku.” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Ne okuyayım.” dedi. Cebrâil (a.s), onu kucaklayıp, sıktı ve tekrar; “Oku.” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Ne okuyayım.” dedi. Cebrâil (a.s), onu tekrar kucaklayıp, sıktı ve “Oku.” dedi; Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Ne okuyayım.” dedi. Cebrâil (a.s.), onu tekrar kucaklayıp, tâkatı kesilinceye kadar sıktı ve; "Oku. O rabbinin ismiyle. O rabbin ki yarattı. O insanı bir ataktan yarattı. Oku, o keremine nihâyet olmıyan rabbındır, kalem ile öğreten de. O insana bilmediği şeyleri öğretti.” (Sûre-i Alâk, 1-5) meâlin-deki Kur’ân-ı Kerîm’in ilk âyetlerini okudu. Bu sûretle Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v), peygamberlikle vazifelendirilmiş oldu.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Hatîce Vâlidemiz ile birlikte, amcasının oğlu Varaka bin Nevfel’e gittiler. Olanları ona anlattılar. Varaka bin Nevfel, İncîl’i ve Tevrât’ı okumuş, Hanîf bir zât idi. Âhir zamanda zuhûr edecek peygamberi bekleyenlerden biri idi. Anlatılanları duyunca: “Yâ Muhammed! Sana gelen melek Hz. Mûsâ’ya gelen Nâmûs-u Ekber’dir. Kavmin sana ‘yalancı’ diyecek. Ezâ, cefâ edecek. Keşke genç olsaydım da, kavminin seni Mekke’den çıkaracağı güne yetişip de sana yardım etseydim.” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Kavmim beni yurdumdan çıkaracaklar mı?” diye sordu. Varaka da; “Evet! Hiçbir nebî yoktur ki, kavmi içinde ona düşman olanlar olmasın. Memleketinden onu çıkarmasınlar.” dedi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder