30 Nisan 2017 Pazar
Hz.Muhammed (s.a.v)'in Hayatı - İLK DAVET
Süre-i Müddessiîin "Ey (elbisesine) bürünen peygamber! Kalk da (insanları azâpla) korkut, Rabblnl yücelt. Elbiseni de temiz tut. Azaba götüren şeyleri def eyle...” meâlindeki ilk âyetleri nâzil olunca Peygamber Efendimiz (s.a.v), kalktı ve tekbir getirdi. Artık, insanları hak dîne çağırma vazifesi verilmişti.
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in, irşâd ve tebliğ vazifesini gizli olarak yapması üç sene devam etti. Bu süre zarfında îmân edenlerin sayısı otuzu geçmişti. Müslüman olduklarını gizliyorlar, ancak güvendikleri kimseleri, Islâm’a dâvet ediyorlardı. Şuarâ Sûresi’nin 214. âyetinde meâlen Cenâb-ı Hakk, “Sen en yakın akrâbanı âhlret azabı ile korkut.” buyurunca, Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v), akrabâlarını Islâm'a dâvet etti.
Bir kişiye yetecek et yemeği ile süt hazırlattı. Peygamber Efendimiz (s.a.v), besmele çekerek onlara “buyurun” dedi. Bir kişiye yetecek kadar olan yiyecekten herkes yediği hâlde hâlâ geride yemek ve süt vardı. Dâvet edilmediği hâlde orada bulunan Ebû Leheb; “Biz bugünkü gibi bir sihir daha görmedik.” dedi ve Rasûlullâh Efendimizin (s.a.v) konuşmasına fırsat vermeden; “Kavmln senin için bütün Arap kabilelerini karşısına alacak değildir. Bütün Kureyş ve Arap-lar senin üzerine çullanmadan, akrabâlarının seni tutup, esir ve hapis etmeleri gerekir. Bu onlara öbüründen daha hafif gelir.” benzeri sözler söyleyerek, toplananları dağıttı.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Ebû Leheb'in o çirkin sözlerinden çok üzülmüştü. Tekrar aynı şekilde ziyâfet hazırlatarak, Hz. Ali’ye akrabalarını dâvet etmesini söyledi. Yemek yenildikten sonra, Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) onlara şöyle dedi: “Vallâhl, ben bütün insanlara yalan söylemiş olsam yine de size yalan söylemem. Bütün İnsanları aidatsam yine de sizi aldatmam. Sizi inanmaya dâvet ettiğim Allâh birdir. Eşi ve ortağı yoktur. Ben de Allâh’ın bütün İnsanlara gönderdiği peygamberiyim. Valiâhi siz, uykuya daldığınız gibi öleceksiniz. Uykudan uyandığınız gibi de diriltilecek ve yaptıklarınızdan hesâba çekileceksiniz, iyiliklerinizin karşılığında iyilik, kötülüklerinizin karşılığında kötülük göreceksiniz. Bu da ya ebedlyyen cennette veyâ ebediyyen cehennemde kalmaktır. Âhlret azâbı ile ilk korkuttuğum kimseler sîzlersiniz.”
Ebû Tâlib de şöyle mukâbele etti: “Burada bulunanlar senin akrabalarındır. Nasihatlerini tasdîk ettik. Ancak, ben nefsimi atalarımın dininden ayrılır bulmadım. Sen emrolunduğun şeye devam et. Etrâfında seni korumaktan bir an geri durmayacağım.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder