25 Mart 2017 Cumartesi
BEŞ VAKİT NAMAZ
İMANDAN SONRA EN BÜYÜK İBADET
Her akıllı, bâliğ (ergen) otan kimse, ehl-i sünnet itikâdı üzere îmânın şartlarını bilip îmân ettikten sonra beş vakit namazı Peygamberimizden (s.a.v.) bildirildiği üzere kılmalıdır. Beş vakit namazı, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) hicretten evvel Mekke-i Mükerreme’de isrâ ve mi'râc ettikleri gecenin ertesi Ashabına tebliğ buyurdular.
Namaz Kur’ân-ı Kerîm'de nice yerde "Salât" kelimesi ile emredilmiştir. Beş vakit edâ ettiğimiz namazın malum rükünler ve hususî fiilleri; Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) beyânları ve bizzât işlemeleri ile bilinmiştir.
Namaz, bütün farz amellerin astı, dînin direği ve bütıin ibâdetleri içine alan bir farzdır. Şöyle ki;
- Namazda tahâret ve setr-i avret şart olduğundan insâ- nıyet ve mele*i aiâya (mukarreb meleklere) yakınlık vardır.
- Namazda örtünmek için giyilen elbiseye malı harcamak îcâb ettiğinden mâlî ibâdet olan zekât vardır.
- Ka’beye dönmek îcâb ettiğinden hac vardır.
- İbâdetten başka hiçbir fiil işlenmediğinden, i’tikâf vardır.
- Niyet şart olduğundan ihlâs vardır.
- İftitâh tekbiri; (Allâhü Ekber) ile yemek, içmek gibi mubahlar terk edildiğinden oruç vardır.
- Âdâbı üzere kıyam rükû ve secde etmek ve dâimâ huşûfu olmak itibariyle bütün bedenî ibâdetler vardır.
- Şeytanın vesveselerini uzaklaştırmaya çalışmak ıtibarıyla cihâd vardır.
- Cenâb-ı Hakk’a munâcât itibârıyla ibadetlerin gâyesi olan ma’rifet vardır.
- Bedenî ibadetlerin en üstünü olan Kur’ân-ı Kerim okumak vardır.
* İmânın aslı olan kelime-i şehadetin okunması vardır.
Her rükünden bir diğerine intikal ederken alınan tekbir ile Allâhü Teâlâ'nın hakkının yapılan ibâdetle Ödenemeyeceği itirâf edilmiş olur. Bunda meleklere ve onların “mâ-a- bednâke hakka ibâdetike" (Sana hakkı ile ibâdet edemedik) sözlerine benzerlik vardır. (Ş. Dürri Yekta)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder