Medîne-i Münevvere'de Muhayrık isminde ilim, fazîlet ve servet sahibi bir Yahûdî var idi.
Resûlullâh Efendimizin (s.a.v) semavî kitaplarda bildirilen âhir zaman peygamberi olduğuna inanmış idi.
Fakat birden bire dindaşlarından ayrılıp da Müslüman olduğunu açıklayamıyordu. Uhud harbi günü Yahûdî reîslerinin yanına gidip
"Semavî kitaplara göre bugün Uhud'da cenk ve cihâd eden zât-ı şerîfin âhir zaman nebisi olduğunda şüphe yoktur.
Ona yardım etmek üzerimize farzdır." deyince onlar "Bugün cumartesi günüdür.
Biz bir işe yapışamayız.
Muharebeye nasıl gidelim?" demişler.
Muhayrık; "Onun dini Cumartesi âdetini neshetti (hükmünü kaldırdı).
Kalkınız gidelim, o nebiyy-i zîşâna yardım edelim." demiş ise de dinlememişler.
O da dayanamayıp kılıcını yanına almış ve akrabalarından birisine:
"Eğer bugün öldürülürsem, bütün mallarım Muhammed'indir (s.a.v.).
O, onlar hakkında, Allah (c.c)'ın kendisine bildirdiği şekilde, dilediğini yapar.
diyerek vasiyet etti ve Müslüman olduğunu ilân ederek Uhud'a, Peygamberimizin huzuruna geldi:
"Yâ Resûlallah! Eğer ben şehîd olursam bütün mallarımı cihâd işlerine sarf et."
diye vasiyet etti.
Sonra merdâne cenk ederek şehîd olup cennete gitti.
İşte onun hakkında Resûl-i Ekrem :
"Muhayrık Yahûdî milletinin en hayırlısıdır." buyurdu, ve ondan kalan yedi hurma bahçesini teslim alıp vakfetti.
Peygamberimiz (s.a.v)'in Medine'deki vakıfları umûmiyetle Muhayrık (r.a)'ın mallarındandır.
Radıyallâhü Anh (Allah Ondan Razı Olsun).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder