ESKİ AVRUPA'DA YAMYAMLIK

HAZRET-İ ALİ (R.A)DEN NASİHAT

TECÂHÜL-İ ARİF
Bilen bir kimsenin bilmez gibi davranmasıdır. şeyh Gâliblin, "Gel arif ol ki, marifet olsun tecahülün" ifadesi bu san'atın arifâne bir tarifidir. Fuzûl-î, meşhur "Su Kasidesi"nde, "şu dönen gökkubbe, su renginde midir? Yoksa, gözümden akan yaşlardan mı böyle görünüyor, bilmiyorum" derken, bu san'atı kullanmıştır. Abbâsi halifelerinden Mansûr vefat eden amca kızının kabri başında cenazenin gelmesini beklerken, yanında bulunan şair Ebü Delâme'ye "Burası İçin ne hazırladın?" diye sorar Ebu Delâme, latif bir tecâhül ile, "halifenin amca kızını" cevabını verir. Rüşen Eşref, Süleyman Nazife "Şinasi mektebi hakkında fikrin nedir?' diye sorar. Maksadı, Şinasi'nin temsil ettiği ekol hakkında onun kanaatini öğrenmektir. Süleyman Nazif kastedileni anlamakla beraber, tecâhül ile şöyle cevap verir: "Mektebi mi? Ben böyle birşey bilmiyorum. Benim işittiğime göre onun Bab-ı ali karşısında güzel bir matbaası varmış". Cahit Sıtkı Tarancının meşhur "Otuzbeş yaş" şiirinde yer alan "Benim mi, Allah'ım bu çizgili yüz?" ifadesi de tecahul arif san'atına bir örnektir.
BERÂT KANDİLİ

«Cenab-ı Hakkın kullarına maddi ikramları olduğu gibi manevi ikramları da vardır Bu ikram ve ihsana eren kimseler, büyük bir mazhariyet ve tecelliyata nail olurlar. Cenab-ı Hakk'ın ikram ve ihsanları içerisinde Berât Kandilnin mühim bir yeri vardır. Sevgili Peygamberimiz"kim şu beş geceyi ihya ederse cennet o kimseye vacip olur bunlar; 1-Terviye gecesi (Zilhiccenin 8. gecesi), 2- Arefe gecesi, 3- Kurban Bayramı gecesi, 4- Ramazan Bayramı gecesi, 5- Şa'ban'ın 15. Berat gecesidir"
başka bir rivayette şöyle buyurulmaktadır "kim şu beş geceyi ihya ederse kalplerin öldüğü gün onun kalbi ölmez. Bunlar cuma, ve kadir, arefe ve iki bayram geceleridir"
Berât kelimesi borçtan, isnad edilen suçtan kurtulmak manalarına gelir. Bu mübarek gecenin üç ismi vardır; 1- Leyle-i mübareke: Ayet-i kerimede "mübarek bir gece" diye vasıf olunan bu gecenin, hayır ve bereketi, bu geceyi ihya edenler için çoktur. 2- Leyle-i rahmet: Ceab-ı Hakkın rahmeti bu gece coşup taştığı için bu isim verildi. 3- Leyle-i Berat: Bu gece müminlere,cehennemden kurtulup cennetlik olma vesikası verilir. Emevi Halifesi Ömer ibni Abdülaziz bir berat kandilinde vecd ve huşu ile iltica ederken bir an başını yukarı kaldırdığında ucu semaya kadar ulaşan, yeşil renkli nurdan bir şerit üzerinde şöyle yazıldığını, gördü. "Şu, Melik-i Aziz olan Allah tarafından kulu Ömer ibni Abdülazize (verilmiş) cehennemden kurtuluş beraetidir."
BERAAT GECESİNİN ÖZELLİKLERİ
Bu gecede büyük hasletler, güzellikler vardır. Bu faziletlere sebebi olan en mühim âmil ise, Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerimin Levh-i ınahfuz:dan dünya semasına indirilmesidir. Kuran-ı Kerim Berat Gecesinde Levh-i mahfuz'dan indirilmiş; Kadir Gecesi'nde ise Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e inzal olmaya başlanmıştır. 0 bakımdan Kadir gecesi ile bu gece arasında mühim bir münasebet vardır. Bu gecenin diğer hasletlerini kısaca arz etmeye çalışalım. Hikmetli her iş, bu gece ayrılarak vazife sahiplerine tevzi olunur. Levh-i mahfuzdaki ilahi takdirler arasında o sene içinde cereyan edecek hadiselerin yazilmasına Berât gecesinde başlanır ve Kadir gecesinde tamamlanır.

`"Kim bu gecede şu namazı kılacak olursa, Cenab-ı Hak ona yetmiş defa rahmet nazarıyla nazar eder, her nazar-i ilahisinde o kulunun, yetmiş ihtiyacını giderir; ki, bunun en küçüğü, Allah'ın onu mağfiret buyurmasıdır"
Peygamber Efendimiz ( s.a.v} buyuruyorlar ki.
"Cenab-ı Hak, Şa'ban-ı şerifin 15. gecesi rahmetini dünya semasına indirir. Güneşin batmasından do masına kadar devam eder"
"Şa'banın 15. gecesinde ibadet için kalkınız gündüzünde oruç tutunuz. Zira Allahu Teala güneşin batışı ile beraber dünya semasına Rahmetiyle tecelli eder de, şöyle buyurur: Bir mağfiret dileyen yok mu ? onu bağışlayayım . Bir rızk isteyen yok mu ? istesin de vereyim "
Bu davet, tan yeri ağarıncaya kadar devam eder.
Efendimiz (s.a.v.) buyuruyorlar ki "Muhakkak Cenab-ı Hak, bu gecede bütün müslümanları mağfiret eder. Ancak, kahinler, sihirbazlar, müslümanlara kin ve buğz eden bid'at ehli kimseler, ısrarla içki içmeye devam edenler, ana ve babasına eziyet edenler, zinaya devam edenler müstesna, bunlar bu bü ük rahmet ve mağfiretten istifade edemezler."
Bu gece Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e şefaat salahiyeti verildi Şöyle ki: Peygamber Efendimiz (s.a.v) Şaban ayının 13. gecesi ümmetine şefaat edebilmek için Allah'a ilticada bulundu. Kendisine, ümmetinin üçte birine, şefaat etme salahiyeti verildi. Rasulullah (s.a.v) daha fazla kişiye şefaat edebilme arzusuyla yanıp tutuşmaktaydı. 14. geceyi de ibadet ve iltiça ile geçirdi, kendisine ümmetinin üçte ikisine şefaat salahiyeti verildi, Peygamber Efendimiz 15. geceyi de ibadet ve iltica ile geçirdi. Bunun üzerine ümmetinin tamamına şefaat izni verildi. Bu gecenin bereketiyle zemzem suyu ziyadeleşir. Bunun gibi hakikat ehlinin letaifinde feyzi ilâhinin ziyadeleşmesine de işaret vardır. Onun için, kalben uyanık olmak lazımdır. Kıblenin Kudüsü Şerif'den Mekke-i Mükerreme'ye çevrilmesi de Şa'ban-ı şeritin 15. günü vuku bulmuştur.

BİR YANLIŞIN İZAHI
Padişahların, Osmanlı topraklarındaki muhtelif yerli devletin ileri gelenlerine: "Sana orayı bahşettim" demesinin, "Verilen yeri imar et!" manasına geldiğini ve bu varlık!' Osmanlı paşalarının, o toprakların mamur haline gelmesi uğrunda servetlerini tükettiklerini...
POPÜLER TARİH
'Kızılderili' olarak adlandırılan Kuzey Amerika yerlileri uzun süren savaşların ardından 1830'larda Yer Değiştirme Yasası'na tabi tutuldular. 1876'da General Caster tarafından Siu ve Chayenne kabileleri büyük bir kıyıma uğratıldı.
1887'den itibaren toplu olarak kamplarda yaşamaya zorlanan Kızılderililere ancak 2 Haziran 1924'de, Snyder Yasası' olarak bilinen yasayla, Amerikan kongresi tarafından, vatandaşlık hakkı tanıdı.

Annesi en küçük oğluna nasihat ediyordu:
"Şayet bu yaramazlıklardan vazgeçer de okursan, vali, paşa olursun." dedi.
Çocuk sordu:
"Kim onlar anne?"
"Büyük adamlar."
Çocuk bir süre düşündü. Büyük adamların nasıl bir şey olacağını bir türlü bulamamıştı. Annesine:
"Büyük adam dediklerin elektrik direkleri gibi uzun mu oluyor anne?" diye sordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder