Eski Roma tiyatrolarını gezenler Romalılar sanata ne kadar da değer vermişler
diyebilirler. Bu tiyatrolar inceden inceye hesap edilecek yapılmıştır valinin oturacağı yerden tutun da vahşi hayvanların sahneye çıkacağı kapılara gladyatörlerin tutulduğu bölümlere kadar. Bu tiyatrolar sadece bu günkü manada oyunların sahnelendiği yerler değildir . Sahnedeki yaralanmalar, öldürmeler tamamen gerçekçidir gladyatörleri karınlarının parçalanması bağırsakların dışarı fırlaması ya da zavallı kölelerin aç aslanlar tarafından parçalanarak yenmesi rol değildi. Roma halkı böyle eğleniyordu fışkıran kanlar deşilen karınlardan yayılan ağır kokular izleyici zevk veriyordu
Romalılar savaşlarda esir aldıkları güçlü kuvvetli esir erkekleri Gladyatör olarak yetiştirir ve onları eğlence günlerinde açık hava tiyatrolarında dönüştürürlerdi. Gladyatörler ölümüne dövüşürdü. Rakiplerden birinin öldürülmesi kuraldır. Galip olan mağlup olanı affetmeye kalkacak olsa halkın tezahüratları mağlubum öldürülmesi yönünde olurdu. Affetmek yoktu gladyatörler den birinin payına ölüm düşmeliydi izleyiciler asıl zevki böylece tadıyordu . Bazen de Gladyatör vahşi hayvanlarla dövüştürülürdü.
Bu sefer ölümle hayat, aslanla Gladyatör arasında paylaşılırdı. Galip gelen aslanın 2 ödülü vardı ölümden kurtulmak ve Gladyatör eti yemek. Er yada geç arenalarda öldürüleceğini bilen gladyatörler den bazıları intihar ederdi yani ölümün şeklini ve zamanını kendisi tayin ederdi. Kalbine saplanacak bir mızrağı, gözüne girecek bir dirgeni veya kellesini uçuracak bir kılıcı beklemektense ve yaşarken ölümün kabusunu görmektense İntiharı yeğlerdi Gladyatör.
Vahşi hayvanlarla mücadele etmek sadece gladyatörleri mahsus değildi. Ölüme mahkum edilen insanlar günlerce aç bırakılan aslan ve kaplanların önüne atılırdı. Halk için insanların vahşi hayvanlar tarafından parçalanarak yenmesi ayrı bir eğlence idi
Dünya zevklerinin çoğu Roma halkını zamanla bilinen zevkler de tatmin etmez olmuş tiksindirici acımasız sapıkça davranışlar sergilemeye başlamışlardı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder